Her perşembe günü yapılan grup toplantılarının bir özeti niteliğindeki raporlar bu sayfada yer alıyor. Raporlar, konuşulan konuları ve varılan kanıları toparladığından genel bir dil kullanılmakta.

12 Nisan 2007 Perşembe

Rapor 07 - Sunum: Osmanlı Millet Sistemi

Bu haftaki toplantımızın büyük bölümünü kapsayan sunum, ana hatlarıyla, Osmanlı’nın modernleşmesi, iç kurumları ve çeşitli tarihi olayları aktarıyordu:

· Osmanlı modernleşmesi ne zaman başladı? Bu soruyu daha önce de değerlendirmiştik. Söylenegeldiği üzere Osmanlı’da modernleşmenin Tanzimat ya da Islahat'tan da önce, 17. yy’dan itibaren başlamış olduğunu gösteren çeşitli iddialar var (özellikle İlber Ortaylı). Bu hafta ilginç olan ek ise modernleşmenin bölge bölge gerçekleştiği ve her bölgeye göre farklılaştığı yönünde oldu.Yani incelediğimiz hareketlerin hangi coğrafya ve tarih özelinde gerçekleştiğini değerlendirmeyi unutmayalım.

· Osmanlı’da millet sistemi:
- Murat Belge, Devşirme sisteminin son derece akıllıca oluşturulmuş bir sistem olduğunu söylüyor. Zamanla bu sistem dogmatikleşip etkinliğini ve esnekliğini yitiriyor.
- Millet yapısı başlarda şöyle ayrılıyordu: Asker, Bürokrat, Zanaatkar, Üretici (Reaya) (daha çok toprakla bağlantılı)
- Bu dört tabaka aslen Asker ve Reaya olarak iki ana bşlıkta toplanabiliyor.
- Kanuni’ye kadar Müslümanlarda Sünni ve Şii ayrımı yoktu. Herkes Müslüman olarak anılıyordu.

· Osmanlı’da ordu:
- Sipahi: Barış zamanı toprakları var. Savaşta topraklarında besledikleri adamlarla savaşa katılıyorlar. Mal varlığı babadan oğla geçmiyor.
- Kapıkulu: Devşirme sistemi ile oluşan sarayın çevresinde bulunan askerler. Çeşitli imtiyazlara sahipler.

· Celali ve Patrona Halil İsyanları’nın nedeni artan nüfus patlaması ve imparatorluğun bu nüfusu karşılayacak imkanı yaratmaması olmuştur.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Patrona_Halil_İsyanı
http://tr.wikipedia.org/wiki/Celali_İsyanları

· Osmanlı’da Ayanlık: 18 yy sonunda gücünü ve otoritesini yitiren Osmanlı İmparatorluğu’nda yerel bazı insanlar güç kazanıyor. Halk bu insanların hizmetine giriyor ve çevresinde toplanıyor. Hatta ikinci Mahmut, padişahlığını bu ayanlardan Alemdar Mustafa Paşa’ya borçlu. Daha sonra aralarında Sened-i İttifak (29 Eylül 1808) anlaşması yapılıyor. Bu anlaşmaya göre ayanlar padişahın aldığı kararlara saygı duyacaklar. Ama edindikleri toprakları kendi ailelerine bırakabilecekler. Ama daha sonra daha fazla güçlenmemeleri için hepsi yok ediliyor. İlber Ortaylı’ya göre onların yok edilmesi, saf dışı bırakılması, modernleşmeyi geciktiren etkenlerden biri.

· Osmanlı’da sağlık ve eğitim bir dönem vakıfların elindeymiş. Bu vakıflar, zenginlerin kurdukları ve vergiden muaf olarak halka hizmet veren kurumlar. Ancak daha sonra bu hizmetler de devletin eline veriliyor. Bu durum da hizmet kalitesini düşürüyor.


Hiç yorum yok: